‘Post sarmalı’ müşteriyi uzaklaştırıyor
Son birkaç yılı sosyal ağlara katılımın artışı ve buna bağlı olarak sosyal medya sertifika programlarının yükselişiyle geçirdik. Artık çok temel bilgilerle donanmış oldukça fazla sosyal medya uzmanımız var. Sektörleşen sosyal medya aynı zamanda pazardaki rekabeti de yükseltiyor. Niteliğin düştüğü, günü kurtardığımız bir dönem bu. Pazarın irili ufaklı oyuncuları da bu ortamdan etkileniyor, her gün başka bir bilgi yumağıyla manipüle oluyorlar. Bu manipülasyonlardan biri de rakiplerden ve uzmanlardan görerek edindikleri post sarmalını oluşturan paylaşım sıklığı.
Her bir kurumsal hesabın günlük post kullanımı kullanıcı ile kurumsal hesap arasındaki mesafeyi uzatıyor. Esasen sık post paylaşımının amacı potansiyel kitleyi müşteriye çevirmek. Ancak bunu yaptıkça müşteri kurumsal hesaplardan hızla uzaklaşıyor.
Marka sahibinin amacı potansiyel müşteriyi markaya yaklaştırmak, onunla iletişime geçmesini sağlamak. Ancak kendisinin ve markanın çevresinin marka algısının potansiyel müşterinin marka algısıyla aynı olmadığının çoğu zaman farkında olamıyor. Sık post paylaşımıyla potansiyel müşteriyi markasına çekebileceği konusunda ısrarcı davranıyor. Bu ajans tarafından kabul edildiğinde marka çevresi (eş, dost, arkadaş, çalışan, marka dostu) post beğenilerini arttırıyor.
Aynı zamanda marka çevresinden gelen dönüşler marka sahibini tatmin etmeye başlıyor. Bu beraberinde bir kısır döngü yaratıyor. Böylece marka ve marka çevresi postta baş başa kalıyor. Potansiyel müşteriler ise markadan hızla uzaklaşıyor. Marka sahibinin şunu bilmesi gerekiyor: Hiçbir müşteri marka bir futbol takımı, çok popüler bir sanatçı veya siyasi parti gibi fenomenler olmadığı sürece onunla her gün iletişime girmek istemez. Kendini mutlaka görmek isteyeceği bir zamana ayarlar.
Sık yapılan bu hatadan ve içine girilen sarmaldan çıkmanın yolu potansiyel müşteriyle ilişkiye geçmenin doğru formülünü kurgulamaktan geçmektedir. Bağlam, güçlü içerik ve yeterli sayıda post’tan.
